Türklerin ataları olan turanid ırkın fin-alpin ırkı ile amerendien ırkın uyumlu karıışımı olduğunu söyleyenler kadar, bu karışımın fin-alpin ırkının baskın olduğu yönünde görüş belirtenlerde var. Ancak oğuzlar için amerendien ırkın daha bariz olmadığı bu nedenle fin-alpin ırk tesirinin daha fazla olduğu, kıpçak grubu için ise fin-alpin ırkı tesirinin bir miktar az olduğu söylenebilir.

Ayrıca bu söylenilen ırklar bugün yaşayan bir ırk için değil, onbinlerce yıl önce yaşadığı varsayılan ırklar için olduğunuda unutmamak gerekir. 

Kazak türklerinin çekik gözlü olması (çinliler gibi sözünü yanlış buluyorum) kazaklar, tatar ve diğer türk toplumlarında bir miktar moğolun erimesinden kaynaklanmıştır. Kaldı ki moğollar ile aynı dil ailesinde yer almakta olup, köken olarakta aynı kökten geldiğimiz noktasında bir çok değerlendirme sözkonusudur.

Yine belirtmek isterimki, coğrafi faktörlerin ancak binlerce yıllık zaman içerisinde kısmi etnik farklılığa yolaçması mümkündür (doğal şartlar, beslenme vb.) Örneğin pigmelerin binlerce yıldır yaşadığı kongo ormanları yüksek yağış alan ve bu nedenle toprağın kalsiyum oranının düşük olduğu bir bölgedir. Dinazorların sonu hakkındaki en yaygın görüşte, yağışlı bir çağ sonrası topraktaki kalsiyum miktarının azalması ve dinazorların bunun sonucunda kemik erimesi ile ölmüş olmaları ile ilgilidir. Sözkonusu coğrafyada yani Kongoda binlerce yıldır yaşayan birçok canlı diğer bölgelerdekine oranla daha bodurdur. Örneğin buradaki filler diğer fillerin yarısı kadardır. yine bu bölgedeki küçük boylu bir zürafa çeşidi daha vardır. (okapi) Bölgedeki pigmelerin boy kısalığının sebebinin, bahsettiğim kalsiyum eksikliğinin gensel etkileşime uğramış olmasından kaynaklanmış olabileceğini düşünüyorum.

Özetle binlerce yıllık beslenme faktörleri ve tabiat şartlarının insan vücudunda kısmi bir takım değişikliklere uğratması mümkündür. 

moğollar, çinliler ve biz türklerin ırksal geçmişinden bahsetmek istiyorum. Çinlilerin amerendien ırk ile karışımı sözkonusudur. Ancak sarı ırkın baskınlığı (özellikle güney bölgesindeki çinlilerde) daha fazladır. Ayrıca çinlilerin tarih boyunca moğollar ve türklerle de karışmaları olmuştur. Moğollar ise turanid ırkın amerendien ırkının daha baskın olduğu bir turanid ırktandır. Ancak moğollar tarih içerisinde türklerle karıştığı gibi çinlilerlede karışmıştır. 

Biz türkler ise fin-alpin ve amerendien ırkın uyumlu birleşiminden oluşan turanid ırka bağlıyız. Bazı bilimadamları türkleri fin-alpin ağırlıklı görse bile bence doğru olan dengeli birlikteliktir. Ancak kazak-kırgız-karakalpak-tatar türkleri 12 ve 15 y.y larda moğol döneminde bir çok moğolun aralarında müslümanlaşarak türkleşesi ile bugünkü fiziksel özellikler kazanılmıştır. Zira bir kısım tarihçiler (çin, arap vb. kaynaklarda) daha 7 ve 8. asırda kırgızları kızıl saçlı bir türk boyu olarak tarif etmekte idiler. Oysa bugünkü kırgızlarda ise kızıl saçlılık artık yerini siyah saç rengine bırakmıştır diyebiliriz. Moğollar amerendien ağırlıklı bir turanid ırk olduğundan bu türk boylarındaki amerendien ırk daha belirgin hale gelmiştir.

Bu arada Kazakları çinlilere benzettiğine göre eminim bir japonu, koreliyi, moğolu yada filipinliyi de çinlilere benzetirsin. Hatta esmer bir kürdü italyana yada sarışın kürdü almana benzetme ihtimalin çok yüksek. Benzemekten kastın iki göz ve bir burun var şeklinde ise buna bir itirazım yok. Ancak açıkçası ben ırksal anlamda bir benzerlik göremiyorum.

Saf kan ırka gelince, bilimsel anlamda saf kanlık kendine özgü ırksal özellikleri oluşturmuş olan bir ırkın bu özelliklerini koruyarak devam ettirmesidir. Bu anlamda örnek vermek gerekirse kürtlerin ortak bir ırki vasfı yoktur. Bir kısım kürtler bariz dolikesefal iken bir kızmi mezosefal bir kısmı ise brekisefaldir. Özetle bir çok kürt için çeşitli etnolog ve antropologlar değişik ırklara ait veriler elde etmektedirler. Oysa senin sözünü ettiğin çinliye benzettiğin kazak türkü de dahil olmak üzere hatta bugünkü çinde yaşayan uygur türkleri de biz türkiyedeki türklerle ortak ırki vasıflara sahiptir.

Bununda en önemli sebebi, binlerce yıldır aralıksız süren devletlerimizdir. kurduğumuz ve yaşattığımız devletler türk ırkının varlığını ve yok olmamasını sağlamıştır.